worldef-banner 2024 istanbul
Ara
Close this search box.

Türkiye, küresel tedarik zinciri olma yolunda

Türkiye

Türk ekonomisi günden güne değişiklik gösteriyor. Özellikle pandemi sonrası dünya ekonomilerinden ayrıldığı noktalar ve tekil hamleler Türkiye’yi başka bir konuma taşıdı. Dr. Yılmaz Sönmez son gelen verilerin ne anlama ifade ettiğini şu sözlerle paylaştı: 

“Türkiye’nin “2022 yılını 5,5 trilyon $ ile kapatan global e-ticaret hacminin, 2023 yılında yüzde 25’in üzerinde bir büyüme performansıyla 7 trilyon $’a erişmesi bekleniyor. Türkiye, şüphesiz 85 milyonluk nüfusu, 800 milyar TL hacmindeki e-ticaret pazarı, yaklaşık 550 bin online işletmesi, jeo-lojistik konumu, 4 saat uçuşla trilyonlarca dolarlık ekonomiye erişebilmesi, gelişmiş üretim yetenekleri ve pandemi döneminde kanıtladığı çevikliği ile bölgesinin en gözde ekonomisi konumunda.” 

“Türkiye, potansiyelini kinetiğe çevirmeli” 

Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Sönmez, oluşan parametrelerin, Türkiye’yi potansiyel olarak e-ticaretin küresel tedarik merkezi olmak için biçilmiş kaftan kıldığını söyledi. Sönmez, “Türkiye hem kendi ürettiği ürünlerin yakın coğrafyalara e-ihracatında hem de Avrupa’dan MENA, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya’ya transit e-ticaretinde merkez olabilir.” dedi.  

Sönmez, “Amazon’un İspanya’dan sonra Avrupa’daki yegane tedarik üssü olarak Türkiye’yi konumlandırmasının ya da büyük kargo ve lojistik şirketlerinin İstanbul Havalimanı’ndaki yüz milyonlarca dolarlık “hub” yatırımlarının bu doğrultuda okunması gerekir. Ayrıca Türkiye’nin ilk decacorn’unun da bir e-ticaret sitesi olduğunu unutmamak gerekiyor. Ancak, Türkiye’nin e-ticaretin küresel tedarik merkezi olabilmesi için potansiyelini kinetiğe döndürmesinin önündeki engelleri kaldırması gerekiyor. Bunun için mikro-ihracat ve e-ticaret konusunda bürokratik esnekliğin sağlanması, küresel yaygın ödeme sistemleriyle entegre olması ve ihracatçıların döviz konusundaki endişelerinin giderilmesi gerekiyor. Bu sorunlar aşıldığı takdirde, Türkiye’nin bu hedefe rahatlıkla erişebileceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin küresel tedarik merkezi olma konusunda çok önemli avantajlara sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bu avantajların başında bizatihi Türk girişimlerinin yetenekleri geliyor. Çin’e nazaran yüksek kalite algısı, uygun işçilik maliyetleri, gelişmiş üretim yetenekleri, nitelikli insan kaynağı ve jeo-lojistik avantajı Türk girişimlerini küresel rakiplerine karşı öne çıkarsa da, Türk girişimlerinin önündeki en önemli bariyer kurumsal altyapı yetersizlikleri.” diye konuştu. 

Gelecek vaat eden şirket nasıl olur? 

Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, “Girişimlerimizin birçoğu KOBİ ve aile şirketi düzeyinde. Bu da ailenin kurucu aktörünün hala kararlarda baskın olduğu ve evrensel yönetim ilkeleriyle entegre olmayan yapılar anlamına geliyor. Şirketlerimiz krizler karşısında bir esneklik kazanmış olabilir ancak bu esneklik sürdürülebilir büyüme için yeterli değil. Dolayısıyla, şirketlerimiz ölçek ekonomisine geçemiyor ve küresel akranlarıyla eşit şartlarda rekabete giremiyor.” dedi. 

Küresel tedarik merkezi olma hedefine katkı sağlamaları için Türk şirketlerinin dijital ve yeşil dönüşüm performansları son derece büyük önem arz ediyor. Dr. Yılmaz Sönmez bu noktada ‘gelecek vaat eden şirket’ tanımlamasının sadece karlılıktan geçmediğini hatırlattı:  

“Artık “gelecek vaat eden şirket” kriteri, sadece finansal göstergelerle tanımlanmıyor. Dayanıklı ve esnek bir kurumsal altyapı, dijital ve yeşil trendlerle uyumlu performans göstergeleri ve yetenekler için cazibe merkezi olmak çok daha önemli. İşletmelerimizde hala yapay zeka ve endüstriyel robot kullanım oranları düşük-orta seviyede. Yine birçok KOBİ’miz karbon ayak izlerini bile ölçtürmüş değil.” 

Dr. Yılmaz Sönmez ‘Türk girişimlerine düşen, öncelikle şapkalarını önüne almaları ve gerçekçi bir mevcut durum analizi yapmaları.’ derken, “Yönetim kurulundan organizasyon yapısına finanstan insan kaynağına tüm şirketi dönüştürecek stratejik vizyon oluşturmaları, aile anayasasından stratejik plana kadar bu doğrultuda profesyonel destek almaları gerekiyor.  Bu dönüşümü gerçekleştirdikleri takdirde, Türk girişimlerinin küresel tedarik zincirlerinde güçlü ve daha da önemlisi sürdürülebilir bir pozisyon elde edebileceklerine inanıyorum.” diye konuştu. 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editor Seçimleri

İlginizi Çekebilecek Haberler