Canlı e-ticaret çığ gibi büyüyor

Sosyal medya kanallarından yapılan canlı yayınlarla, anlık olarak sunulan promosyonlar ve avantajlı tekliflere tüketicilerin büyük ilgi göstermesi nedeniyle hızla büyüyen canlı e-ticaret, yakın bir gelecekte e-ticarette yükselen trendlerden birisi olacak gibi görünüyor.

Canlı e-ticaret trendinin geldiği noktayı ve gelecekte neler vaat ettiğini konunun uzmanlarına sorduk. Ayakkabı Dünyası e-Satış Müdürü Çiğdem Çelik Akoğlu ve Ecrou Group Uluslararası E-Ticaret Ekip Lideri Ahmet Enes Polat, canlı e-ticaret trendini WORLDEF Magazine’e anlattı.

Akoğlu: Canlı e-ticaret dinamikleri ve sosyal alışveriş birleşiyor

Çiğdem Çelik Akoğlu, canlı e-ticaret dinamikleri ve sosyal alışveriş deneyiminin birleştiği görüşünde. “Bu sayede marka ve tüketici etkileşime geçmiş oluyor. Müşteri, markanın mağazasını görüp üretim sürecine tanık olabiliyor.” diyen Akoğlu, böylece markaların, tüketicinin güvenini kazanarak daha itibarlı bir konuma geldiğini ve müşterilerini canlı yayında ikna ederek sıcak satışa yönlendirdiğini söylüyor.

Akoğlu’na göre bu trend, e-ticaretin geleceği hakkında da önemli sinyaller veriyor. Canlı e-ticaret trendinin yakın bir gelecekte çok yaygın hale geleceğine inandığını belirten Akoğlu, “E-ticaretin yeni müşteri akışı, online satın alma, marka ve tüketici etkileşimi ve çeşitlilik gibi faktörler nedeniyle önümüzdeki yıllarda daha da büyüyeceğine inanıyoruz. Biz de e-ticaret sürecini çok önce başlatmış bir şirket olarak, fiziksel mağazacılığın yanı sıra dijitalleşmeye de stratejik açıdan önem veriyoruz. Canlı e-ticaret bu alanda sıcak satış deneyimi yaratarak satış hacimlerinin yükselmesine destek olacaktır.

“Canlı e-ticaret ile tüketiciler anında bilgi alıyor”

Canlı e-ticaret trendi sayesinde tüketicilerin marka ve ürünler hakkında daha çok ve anında bilgi sahibi olduklarının altını çizen Akoğlu, şunları kaydetti: “Örneğin; tüketici o an canlı yayını takip eden diğer kullanıcıların yorumlarını, sorularını görüp açıklamaları duymuş oluyor. Bir markanın üretim alanını, mağazasını ve birebir marka yetkililerini görüyor. Tüketiciler, canlı yayında denenen ürünlerin kumaşları veya dikimleri hakkındaki sorularına doğrudan marka yetkilisinden cevap alabiliyor ve satış işlemini hızlı ve kolayca gerçekleştiriyor.”

Markaların canlı e-ticaret stratejilerini geliştirirken dikkat etmeleri gereken noktalar hakkında da açıklamalarda bulunan Akoğlu, canlı e-ticaret sürecinde tüketiciler sosyal  alışveriş dinamiği ile hareket ettiğinden, iletişim kanallarının nitelikli olmasının markalar açısından büyük önem taşıdığını söyledi.

“Aynı zamanda yapılan alışverişlerin sürdürülebilir olması da gerekli bir faktör.” diyen Akoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kullanıcıların bir ürün hakkındaki yorumları diğer tüketiciler kadar markayı da doğrudan ilgilendiriyor. Bu açıdan satış prensipleri kadar tüketici memnuniyeti de esas alınmalıdır. İkna kabiliyeti yüksek, müşteriye güven veren isimler, doğru bilgilerle müşteri nezdinde olumlu etki bırakmaktadır.”

Polat: Canlı e-ticaret tüketiciyle marka arasında güçlü bir iletişim vaat ediyor

Ecrou Group Uluslararası E-Ticaret Ekip Lideri Ahmet Enes Polat ise, Eticaret.gov.tr portalının 2021 yılı verilerine göre, toplam site ziyaretlerinin e-ticarete dönüşüm oranının yüzde 1,9 olarak gerçekleştiğini hatırlatarak, “2021 yılının ilk 6 ayında e-ticaretin genel ticarete oranı yüzde 17,6 olarak gerçekleşti. Resmi olmayan verilere göre, 2022 yılsonu itibariyle Türkiye’de e-ticaret hacminin 560 milyar TL’ye ulaşacağı öngörülüyor. Hacim böylesine yüksek bir seviyeye ulaşmasına rağmen, tüketicilerin satın alma niyetinde olduğu ürünleri hala fiziksel mağazalarda görmek, denemek istiyor olması markalara önemli işaretler veriyor” dedi.

 “Canlı e-ticaret modeli haricinde halihazırda diğer online platformlarda satışı gerçekleşen ürünler hakkında tüketiciye yeterli seviyede bilgi aktarılamaması, tüketiciyle gereken iletişimin sağlanamaması önemli ölçüde satış kaybına sebep oluyor.” diyen Polat, “Tüketicinin canlı olarak tanıtılan ürün hakkında, anlık sorabildiği sorulara anlık cevaplar alması daha etkili ve daha güvenli bir satış ortamı hazırlıyor. Canlı e-ticaret temelde tüketiciyle marka arasında daha güçlü bir iletişim vaat ediyor.” diye konuştu.

“Canlı e-ticaretin dünya genelinde hızla artacağına inanıyorum”

Canlı alışveriş trendinin e-ticaretin geleceğinde yaratacağı etkiler hakkında da çeşitli değerlendirmelerde bulunan Polat, “McKinsey’in hazırlamış olduğu raporlarda, ilk defa Çinli Alibaba’nın platformlarında kullanmaya başladığı canlı yayınlar üzerinden gerçekleştirilen e-ticaret (Livestream Shopping) yönteminin 2017’de Çin’de 7 milyar dolar, 2020’de 171 milyar dolar satış hacmine ulaştığını görüyoruz. Canlı e-ticaret satışlarının önümüzdeki yıllarda tüm dünya genelinde hızla artacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Sosyal medya platformlarının ve buna bağlı olarak dijital içerik üretiminin artmasının, influencer odaklı bir satış yöntemi olan canlı e-ticaret modelinin hayatımızda önemli bir yer alacağını işaret ettiğini vurgulayan Polat, bunu destekleyen verilerin de We Are Social ve Hootsuite ortaklığının yayınlamış olduğu “Digital 2022” raporunda görüldüğünü söyledi.

Raporda yer alan verilere göre, şu an dünya nüfusunun yüzde 58’inden fazlasının (Yaklaşık 4,62 milyar kişi) sosyal medya kullandığını hatırlatan Polat, “Türkiye’de de sosyal medya kullanım oranı dünya ortalamasının üzerinde, sadece Instagram’da geçirilen günlük süre dünyada ortalama yedi saat, Türkiye’de ise yaklaşık sekiz saatin üzerinde. Tüketicinin dijital ayak izini takip eden markaların yolu mutlaka canlı e-ticaret modeliyle kesişecektir.” dedi.

“Canlı e-ticaret tüketiciye talep ettiği hızı sağlıyor”

“Canlı e-ticaret tüketiciler tarafından tercih edilmesinin sebepleri neler?” sorusu üzerine, tüketicilerin e-ticaretten en büyük beklentilerinden birisinin hız olduğuna inandığını söyleyen Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siparişin hızlı sevk edilmesi, sorulan soruya hızlı cevap alınabilmesi, tüketicinin ürünü hızlı anlayabilmesi gibi birçok maddede ‘hız’ vurgusu yapabiliriz. Canlı e-ticaret tüketiciye öncelikle talep ettiği hızı sağlıyor. Sitede gördüğünüz bir ürünün görselleri yeterli mi diye düşünmek yerine, ürünün her bir noktasını canlı yayında görebilmek ve ürün hakkında merak ettiği her soruya anında cevap alabilmek çok önemli.”

“Marka temsilcisinin ürün ve müşterilerle etkileşimi önemli”

Markalara canlı yayınlar yoluyla gerçekleştirilen e-ticaret stratejilerini geliştirirken dikkat etmeleri noktalar hakkında çeşitli ipuçları veren Polat’a göre; markaların gelişen trendlere çok hızlı cevap verebiliyor. “Güçlü markalar kendileri yeni trendler oluşturabiliyor.  Canlı e-ticaret yeni bir uygulama alanı. Avantajları kadar risklerinin de olması mümkün. Bu nedenle markaların bu uygulamaya geçerken dikkat etmesi gereken bazı noktalar var. Bunların içinde en önemlisi; canlı e-ticaretin ağırlıklı olarak ‘influencer’ odaklı bir satış yöntemi olması yüzünden canlı yayında markayı temsil eden temsilcinin seçimidir.

Hatalı influencer seçimi canlı yayında satışları olumsuz etkilediği gibi marka imajına da olumsuz etki yapabilir” diyen Polat, ek olarak şunları kaydetti: “Bununla birlikte canlı yayın kalitesi ve yayın ortamının da tüketici üzerinde etki yarattığını unutmamak gerekir. Birçok global markanın tüketicinin satın alma niyetini doğrudan etkileyebilmek için ASMR, Automonous Sensory Meridian Response (Otonom Duyusal Meridyen Tepkisi) videoları ile içerik üretmeye başladığını biliyoruz. Klasik olarak yazılı şekilde tüketiciye sunulan ürün detaylarının ötesinde, dokunma ve 3D ses odaklı ürün içerikleriyle hem görsel hem işitsel duyulara hitap eden ASMR teknikleri de canlı e-ticaretin bir parçası olabilir.”