Onur Açık: Z kuşağını klasik marka algısıyla yakalamak mümkün değil

Worldef.net’e konuşan Lescon E-Ticaret Müdürü Onur Açık, Z kuşağının tüketici davranışlarına bakıldığında, e-ticaret sitelerinin güvenilirliği gibi konularda daha bilinçli olduklarının görüldüğünü söyledi. Z kuşağının, fiziksel mağazalar da dâhil olmak üzere her türlü tüketim alanını incelediğini aktaran Açık, “Bu kuşak, araştırma ve karşılaştırma yapmayı seviyor ve telefonu yalnızca bu araştırmada bir araç olarak kullanıyorlar. Ancak bu noktada, geleneksel satış tekniklerinin Z kuşağını etkilemediği de doğrudur.” diye konuştu.

“Z kuşağı kendi bireyselliklerini öne çıkaracak ürünleri tercih ediyor”

Y kuşağıyla benzeşse de Z kuşağını ayıran bazı noktalar olduğuna vurgu yapan Onur Açık, “Z kuşağı da lüks ürünlerden hoşlanıyor ve alma eğilimi gösteriyor. Ancak bunu markanın adının yazılı olduğu bir ürünü kullanarak değil, kendi bireyselliklerini öne çıkaracak ürünleri tercih ederek yapıyorlar. Çünkü markanın arkasındaki hikâye de bu kuşak için oldukça önemli. Bu kuşağın etken olmaya başladığı dönemde niş pazarlamanın yaygınlaşması bana göre tesadüf değil.” dedi.

Tekel ve bazı değerleri umursamayan markaların Z kuşağının pek de hoşuna gitmediğine işaret eden Açık, “Etik değerler ve sürdürülebilirlik anlayışı gibi değerlere önem vermek, Z kuşağı tarafından tercih edilme nedenlerinden. Z kuşağı, parasının gideceği yerin, kendi özgürlük ve etik değerlerine katkıda bulunmasını önemsiyor ve önceliyor diyebiliriz. Böylelikle; Z kuşağına yönelik satış yapmak isteyen markaların dikkat etmesi gereken pek çok şey ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

“Dijital dünyanın içine doğmuş ve güncel teknolojileri takip eden Z kuşağı bundan kopmak istemiyor”

Onur Açık’a göre, dijital dünyanın içine doğmuş ve güncel teknolojileri takip eden Z kuşağı bundan kopmak istemiyor. “Teknoloji onların hayatının sadece bir parçası değil, hayatlarının temel taşlarından biri.” diyen Açık, şöyle devam ediyor; “Haliyle bir Z kuşağını klasik marka algısıyla yakalamanız çok mümkün görünmüyor. Onların ihtiyaçlarının ve endişelerinin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Öncelikle verdiğiniz tüm bilgilerin şeffaf olması gerektiği kanaatindeyim, teknolojiyi bu kadar iyi kullanana bir jenerasyonun istediğine ulaşması bazen saniyeler sürse de bunu tek bir yerden alabileceklerini ve araştırmaya gerek olmadığını onlara göstermelisiniz.”

Tüm insanlığın doğaya saygı göstermesi gerektiğinin aşikâr olduğunu ifade eden Açık, “Ancak bu nesil küresel ısınmayla ve kuraklık tehlikesiyle büyüdü. Daha önceki nesillerin çevre konusunda geleceği düşünmeden hareket ettiğini de gördüler/okudular. Önceki yıllarda yaşanan acı tecrübelerin yaşanmaması için doğaya daha çok saygı gösterilmesi ve korunması gerektiğinin son derece farkındalar. Bunun için markaların alacağı kararlarda doğaya saygı ve geri dönüşümü odağına alması gerektiği kanaatindeyim. Doğanın korunmanın içinde bizimle aynı gezegeni paylaşan diğer küçük arkadaşlarımızın da hakların gözetilmesi gerektiğine inanıyorum.” sözlerini kaydetti.

“Güncel gelişmelerden uzak olan markaların bu nesli yakalaması uzun vadede pek de mümkün görünmüyor”

Yapılan araştırmalara göre 1996 ile 2001 yılları arasında doğan ve dünya nüfusunun yüzde 25’ini oluşturan Z kuşağının online alışverişlerinin yüzde 47’sini mobil cihazlarından yaptığına işaret eden Açık, “Mobil cihazlardan yapılan alışverişlerde karşılarında konusunda uzman temsilciler bulması birinci öncelikleri olarak görüyorlar. Bununla birlikte AR teknolojilerini (sihirli ayna da diyebiliriz) de aktif olarak kullandıkları gerçeği özellikle online mecralarda markaların güncel gelişimleri takip ederek hızlıca entegre olmasını gerektiriyor. Maalesef güncel gelişmelerden uzak olan markaların bu nesli yakalaması uzun vadede pek de mümkün görünmüyor.” ifadelerini kullandı.

Bu kuşağın yaratıcılıkları ile ön plana çıktığını ve ürünleri kendi tasarlamak isteyenlerin sayısının bir hayli yüksek olduğunu aktaran Açık, “Burada markalar ürünlerini kişiselleştirilebilir yapması ve bu ara yüzleri mümkün mertebe kullanıcı dostu olarak tasarlamaları gerekiyor. Hatta tüm bu süreci biraz daha geliştirecek olursak, markaların alışveriş sürecini oyunlaştırıldığını, her satın alma ile oyun kurgusuna bağlı görevleri tamamladığınızı ve size özel ürünler ile ödüllendirildiğini düşünün. Alışveriş deneyimini sadece aldığınız ürünlerle değil, aynı zamanda dijital profilinizde kazandığınız puanlar ve özel ödüllerle daha etkili bir deneyim haline getireceklerdir.” şeklinde konuştu.

“Z kuşağını hedef kitle haline getirmek, birden fazla alanda görünür olmayı zorunlu kılıyor”

Ürün çeşitliliğinin bu kuşağı hedeflemede oldukça önemli olduğunun altını çizen Açık, “Bunun yanında Z kuşağını pazarlamada dikkate almak önemli bir adım olsa da eğer ürünler bu kuşağa yönelik değilse bu yanlış bir hamle olabilir. Çünkü e-ticaret verilerinde tüketici grafiğinde Y kuşağı hala en büyük dilime sahip. Salgının etkisi ile X kuşağı da bu grafiğe dahil olmuş durumda.” dedi.

Bu kuşağı hedef kitle haline getirmenin birden fazla alanda görünür olmayı zorunlu kıldığını söyleyen Açık, “Sosyal medyayı aktif olarak kullanan jenerasyon için özellikle Youtube gibi video platformlarında yayınlar yapmak artı bir değer katacaktır. TikTok ve Instagram gibi platformlarda varlık göstermek de doğru stratejilerle bu kuşağı çekmeye yardımcı olur. Ancak gelenekseli bir anlamda terk etmek ve güncel ile trendleri yakından takip etmek gerekiyor. Z kuşağı klasik reklam anlayışındansa kişiselleştirilmiş seslenmelerden ve iş birliklerinden hoşlanıyor. Bu konuda özellikle influencer marketing konusuna göz atmanın faydası olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Açıklamalarının son kısmında geleceğe dair öngörülerini de paylaşan Açık, şunları kaydetti; “Sonuç olarak bu nesil pazarlama alanında şimdiden büyük değişiklikleri beraberinde getirdi. Bu kuşağı takip etmek ise pazarlama stratejilerinde geleceği düşünen markaların olmazsa olmazı olacak denilebilir. Bunun yanı sıra Alfa kuşağı içinde şimdiden düşünmekte fayda var.”